Kararlı ve güçlü adımlarla büyük franchise salonlarını yenmeye hazır olun!
İki buçuk sene önce ortağım ve ben hayalimiz olan spor salonunun kapılarını açtık. Başlangıçtaki tutku ve motivasyon hala devam etse de bu süreçte büyük darbeler de aldık. Daha fazla planlama yaparak, daha fazla düşünerek ve daha az gösteriş yaparak bir şeylerin kötüye gitmesini engelleyebilirsiniz.
Biz bedelini ağır bir şekilde ödedik. Dikkatli olun ve işinizi önemseyin. Temel noktalar sıcağı sıcağına bazen unutulabilir. Eşikten bir adım geri gidin, tekrardan değerlendirin ve yeniden tekrar değerlendirin.
Adım Adım Spor Salonu Nasıl Açılır?
1-Yer, yer, yer
Tesisinizin nerede olacağı çok önemlidir. Yapmak isteyeceğiniz en son şey taşınmak olacaktır çünkü 6 ay boyunca iş yapamayacaksınız. Bana güvenin. Pazarı, ortalama yaşı, gelir dilimlerini, çevredeki diğer işletmeleri, park alanını, erişimi ve görünürlüğü doğru tespit etmeniz gerekir. Bunların hiçbirini farz etmeye çalışmayın. Gezintiye çıkın. Araba kullanırken bir sürü şeyi kaçırabilirsiniz. Bir şeyleri ancak yürürken anlarsınız.
Bulunduğunuz bölgede spor salonuna ihtiyaç var mı? Bulunduğunuz yerde büyük ve prestijli firmalar olabilir. Ancak işgücünün çoğunluğu düşük maaşlı depo çalışanlarıysa yüksek kaliteli bir spor salonu açamazsınız. Vizyonunuzla bulunduğunuz yerin vizyonunun aynı olmasına dikkat edin. İnsanların görüşlerini her zaman değiştirebilirsiniz ancak bu sizin tarzınızdan hoşlandıklarında ve hizmetlerinizi satın almaya güçleri yettiğinde gerçekleşir.
2- Bir avukat bulun.
Ekipmanları, banka masraflarını, faiz ödemelerini, kira masraflarını, sigortayı ve borçları finanse etmeniz gerekir.
Bazı küçük detaylar size pahalıya patlayabilir. Havalandırma bozulursa, kazan çalışmazsa, tuvaletler su boşaltmazsa ve krediler için geç kalırsanız ne olacak? Bu tür ufak detaylar sözleşmeden sözleşmeye değişir ve hiç beklemediğiniz bir anda zar zor kazandığınız paraları kaybetmenize neden olur. Sizi yönlendirecek ve hatta sizin adınıza daha iyi anlaşmalar yapacak alanında uzman birini bulun.
3- Büyüklük vizyonuna kapılmayın.
Hadi gerçeklerle yüzleşelim. Hepimiz büyük spor salonlarını biliyoruz ve bir gün onlar gibi olmak istiyoruz. Ne yazık ki, kanıtlanmış geçmiş performanslarınız ve oturmuş bir müşteri tabanınız yoksa vizyonunuzu küçültmeli ve gerçekliğe dönmelisiniz. Unutmayın ki, bu adamlar da zamanında küçük bir alanla, birkaç kullanılmış ekipmanla ve birkaç kişiyle işe başlamışlardır. Bundan fazlası yoktur.
Küçük başlayıp zamanla büyümeniz riskleri azaltacak ve ayağınızın yere daha sağlam basmasını sağlayacaktır.
4- Ekipman seçimini akıllıca yapın.
Kalite, stil, sağlamlık ve istediğiniz diğer her şeyi ekipman üreticilerinden bulabilirsiniz. Tabii ki yüksek fiyatlı olacaktır. Hiç kuşkusuz spor salonunuzda muhteşem gözükecek olsalar bile sizce müşteriler bunu fark edecek mi ya da önemseyecek mi? Yatırım karlılığı sağlayacak mı? Evet uzun süre sağlam kalacaklar ama hadi gerçeklerle yüzleşin. Ekipmanları yerel üreticilere yaptırmanız veya 2.el olanları satın almanız maliyetlerinizi azaltmanıza yardımcı olur.
50 kiloluk ağırlıkları hangi müşteriniz kullanacak? Tırtıklı silindiler harikadır ancak bir parça PVC silindir boru maliyetleri daha da aşağı çeker. Bill Gates olmadığınız sürece bu tür tasarruflar işler zorlaştığında size tampon olacaktır. Ekipmanlarınızı her zaman satabilir ve yenilerini alabilirsiniz ancak şimdilik her şeyi basit tutun ve en yüksek önceliğiniz suyun üstünde kalmak olsun.
5- Büyülü hesap tabloları ile kendinizi kandırmayın.
Finansal planlama, nakit akışı tahminleri, başlangıç maliyetleri ve aylık harcamalar işletmenizin başarısında önemli araçlardır. Sezgiye dayalı tahminler yapmanız başarısızlık ve hayal kırıklığına neden olur.
Beni yanlış anlamayın. Bazı konularda pozitif olmalısınız ancak insanlar spor salonuna kaydolana ve para hesabınıza geçene kadar nakit tahminleriniz sıfır olacaktır. En kötü senaryolar üzerinde bile çalışmalısınız. En kötü senaryo kimsenin spor salonunuza kayıt olmamasıdır. Bütün planlamanızı ilk altı ay hiç gelir etmeme ihtimali üzerinde kurmalısınız. Bu prensibe göre hesap tablolarınızı yaptıysanız bir sonraki adıma geçebilirsiniz.
6- Egonuz sizi mahvedebilir.
Hepimiz eğitim planından sapabilir ve egolarımıza göre hareket edebiliriz. Gerçek şu ki insanların spor salonunuzun farkına varması için her şeyi yapmalısınız. Trafik ışıklarının yakınlarında tanıtıcı el ilanları dağıtabilir, yerel işletmelere ve arkadaşlarınıza sezonluk indirimler yapabilir veya yerel koşu kulüplerine gidebilir ve güç arttırıcı antrenmanlarınızın faydalarını satabilirsiniz. Satmak zorundasınız. İşletmenizi satmaya hazır değilseniz o zaman neden bu işe girdiniz? Poponuzun üstünde oturarak müşteri gelmesini beklemek yerine elinizden gelen her şeyi yapmanız gerekir. Egonuzu yok edin.
7- Geleceğinizi düşünün.
Kaliteli ve kişiye özel eğitimler ne yazık ki düşük önceliktedir ve giriş noktasında yüksek maliyetlidir. Daha fazla müşteri sağlamak için giriş bariyerlerini aşağıya çekmeniz gerekir. Saatlik kazanç potansiyelini maksimize etmek ve grup sınıflarını çalışma programına eklemek için yarı özel eğitimler başlatın. Müşteriler bir kere kapıdan girdikten sonra sizi takdir etmeye, anlamaya ve eğitim, masaj ve beslenme gibi diğer hizmetlerinize ihtiyaç duymaya başlayacaklardır. Bizler müşterilerin bütün hizmetleri bir arada bulmalarını sağlayan işletmeleriz yani bütün sağlık ihtiyaçlarının karşılandığı tek durak noktasıyız. Fiyat her zaman bir faktördür ancak kalite ve uygunluk fiyattan her zaman daha değerlidir.
Hatalarımızı öğrenirken başka yeni hatalar yapıyoruz ancak yukarıdaki süreci göz önünde bulundurarak ve oyun planınıza göre uyarlayarak daha az hata yapar ve daha başarılı olursunuz.